KÜLTÜREL DOKULARI KÖKLÜ OLMAYAN TOPLUMLAR, GÜÇLÜ EKONOMİK YAPILAR İNŞA EDEMEZLER
Yunus ve Mevlana sahip oldukları, derin bilgelik kültürüyle, Türkiye’nin ekonomik, siyasal ve kültürel, hayatının ışığı olmuşlardır. Anadolu’nun Malazgirt savaşıyla başlayan, bin yıllık tarihi onların şiirleriyle yoğurulmuştur. Yunus Eskişehir’den, Mevlana Konya’dan, Türk toplumunun düşünce ve eylem dünyasını zenginleştirmiştir. Onlar şiirleriyle Anadolu’yu, hem tavandan hem tabandan dönüştürmüştür.
İki büyük bilgelik kaynağının şiiri, bir ağacın köklerine bağlı olması gibi, İslam’ın ana kaynaklarına bağlıdır. Anadolu insanı Yunus’un ve Mevlana’nın, zenginleştirdiği düşünce ve eylem dünyasının ışığında, Anadolu’dan Avrupa’ya açılmıştır. İster Avrupa’da, isterse Amerika’da olsun, onların şiirlerinin okunduğu her coğrafyada, İslam’ın küresel değerleri vardır. Tarihin her döneminde, şairler bilginin ve bilgeliğin, en güçlü taşıyıcıları olmuşlardır.
Hayatın ekonomik boyutunda, para nasıl bir işlev yükleniyorsa, kültürel boyutunda şiir aynı işlevi yüklenir. Güçlü şiir olmadan güçlü insan, güçlü insan olmadan, güçlü para olmaz. Paraları güçlü olan toplumların, kültürleri gibi, ekonomileri güçlü olur. Kültür ve ekonomi birleşik kaplara benzer. Toplumların kültürel zenginliklerinin seviyesi, aynı zamanda ekonomik güçlerinin seviyesini gösterir. Kültür zengin şiirle, ekonomi üretken sermayeyle ayakta kalır.
Konya’ya geldiğinde Anadolu insanının hayatında, şiirin büyük bir yer tuttuğunu gören Mevlana, bir arada yaşamanın değişik boyutlarına, ilişkin düşünce ve görüşlerini şiirle anlatmıştır. O bilimin teknikten, sanatın bilimden, kültürün ekonomiden daha zengin, daha kapsayıcı ve daha kuşatıcı olduğunu görmüştür. Zengin birikimiyle Mevlana, bütün dallarıyla zamanının bilimini ve tekniğini, sanatın potasında yoğurarak, sürekli yorumlanan şiirlere dönüştürmüştür.
Kültür ile ekonomi, Mevlana’nın Mesnevi’de anlattığı gemi ve denize benzer. Nasıl denizsiz gemi yüzemezse, kültürsüz ekonomi ayakta kalamaz. Ekonomi büyük bir gemidir. Geminin pusulası şiirdir. Pusulasız geminin sonu, er ya da geç kayalıklarda parçalanmaktır. Kültür ve ekonomi arasındaki çatışma, hayatı yoksullaştırarak zenginleşmesini önler. Ekonomi ağacının kökleri gökyüzünde, meyve yüklü dalları yeryüzündedir.
Anadolu’nun yüzyılların birikimi olan şiir dünyasında kültür ağaç, ekonomi meyve olarak görülür. Kültür düşünceleri eyleme dönüştürerek zenginleştirir. Nasıl küpler içlerindeki suları dışlarına sızdırırlarsa, ülkeler kültürel zenginliklerini, ekonomik zenginliklerine yansıtırlar. Zenginlik yoksulluğu bilene zenginlik gelir. Toplumlar şairleriyle kültürlerini, paralarıyla ekonomilerini canlı tutarlar. Anadolu’da işe yaramayan bilgiden, üretime katılmayan paradan uzak durulur.
Kültürünün derinlikleriyle, ekonominin zenginlikleri, bütün boyutlarıyla hayatı kuşatır.
Her kültürel eylemin ekonomik, her ekonomik eylemin kültürel boyutu vardır.
Dünyada kültür ekonomiyle, ekonomi kültürle canlılığını korur.