SUÇSUZ İNSANLARI ÖLDÜRMEDE, SİYONİST İSRAİL’LE IRKCI NAZİ’LER BİLE YARIŞAMAZLAR!
*Merhum Prof. Dr. Nazif GÜRDOĞAN Hocamızın 27 Temmuz 2024 tarihli yazısıdır.
Ülkelerin iç ve dış politikadaki ağırlıkları, hatırı sayılır nüfus ve üretim gücüne sahip olmalarından kaynaklanır. Bunun için, ülkelerin büyük şehirleri, ekonomik, siyasal, kültürel hayatın ana dinamiğini oluştururlar. Şehirler ülkelerin hem ekonomik güçlerinin, hem entelektüel derinliklerinin, en somut göstergeleridir. Büyük şehirleri olmayan ülkelerin, uluslararası sorunların çözümünde, sözleri ve ağırlıkları olmaz.
*
İslam dünyasının bir çıban başı olan İsrail, dünyanın ne kadar büyük ordusuna sahip olursa olsun, ülkeler arasında sözü ve etkisi olan bir devlet olamaz. Çünkü Tevrat bir ırkın kutsal kitabı olduğu gibi, Yahudilik de yalnızca Yakupoğullarının dinidir. Müslümanlık ve Hristiyanlık küreseldir, her soy ve her renkten insanın katılımına açıktır. Yahudilerde ise, anne önemlidir. Annesi Yahudi olmayan Yahudi olamaz.
*
Yahudilerin milliyetçileri Siyonistler, mavi Nil’le yeşil Fırat arasında güçlü İsrail devletinin rüyası görmektedirler. Ancak ikibin yılda, bütün dünyaya dağılmış Yahudilerin, on beş milyonluk bir nüfusa ulaşmaları, onların Kıyamet’e kadar büyük devlet olmalarının mümkün olmayacağını göstermektedir. İsrail Filistin’deki varlığını, Amerika’nın kayıtsız şartsız desteğiyle sürdürmektedir. New York’ta Tel Aviv’den daha çok Yahudi yaşamaktadır. Siyonistlerin kutsal şehirleri, Kudüs değil “Jew York”, olarak bilinen New York’tur.
*
Afganistan’da, Irak’ta, Suriye’de, Yemen’de, yaşanan olaylardan sonra, açıkça ortaya çıktı ki, yalnızca silah gücüyle, ülkelerin varlıklarını korumaları mümkün değildir. Ülkelerin gelecekteki en büyük güvenceleri, ordularından önce genç nüfusları olacaktır. İsrail gibi, Körfez ülkeleri gibi, belirli bir nüfus büyüklüğüne ulaşmayan ülkelerin, doğal kaynak ve silah gücüyle, ayakta kalmaları ve varlıklarını korumalarını kimse beklemiyor. Yeni düz kare dünya, silahlı güçlerin değil, silahsız güçlerin dünyasıdır.
*
İsrail’in iç ve dış politikasını Yahudi geleneği değil, Yirminci yüzyılın en bulaşıcı hastalığı olan ırkçılık belirliyor. Irkçılığın anası “Nazizm”dir. Filistin topraklarını kan ve gözyaşı göllerine çeviren, dünyanın en kanlı ırkçılık hareketlerinden biri de “Siyonizm”dir. Nazizmi aratmayan Siyonizm, son iki yüzyılın en kanlı, en dehşet verici ırkçılık hareketidir. Yahudiler Almanların kendilerine uyguladıkları, soykırımın kat kat fazlasını Gazze’de Filistinlilere uygulamaktadırlar. Onlar Avrupalı ustalarından, çok daha dehşet verici olmuşlardır.
*
Müslümanlarla Yahudiler, İslam’ın ilk yıllarından beri, yüzyıllarca bir arada yaşamışlardır. Ancak hiçbir zaman, İslam dünyasında, bir Yahudi karşıtlığı olmamıştır. Dünyada Yahudilerin en büyük koruyucuları Türkler olmuştur. Irkçılık peşinde koşan, ayrımcılık yapan ülkeler, bütün dünyayı karşılarına alarak, kendi içlerine kapanmak zorunda kalırlar. Yirmi birinci yüzyılda ülkelerin güçleri ırklarından değil, geçerliğini hiç yitirmeyen, ilkelerinden kaynaklanacaktır.