Yönetim Paranın Burnuna Halkayı Takamazsa, Para Yönetimin Burnuna Halka Takar!
İnsanlık tarihi boyunca, para ticareti ürün ticaretini izlemiştir. Kolay kazanç arayan insanlara para ticareti, ürün ticaretinden daha çekici gelmiştir. Tarihin her döneminde, ülkelerde borç alanlar, borç verenlerden daha fazla olmuştur. Para ticareti yapanlar ürün ticareti yapanlardan, daha çok kazanmışlar ve daha güçlü olmuşlardır. Bu yüzden kutsal kültürde para ticareti, bütün kötülüklerin anası olarak görülerek yasaklanır.
Paranın yönetimi ve borçlanma bütün toplumlarda ekonomik sorunların başında gelir. Bunun için borç alma ve borç verme yöntemleri, yüzyıllar içinde gelişerek, karmaşık bir yapı kazanmıştır. Para ticaretinin yıllar içinde yükselişi, azınlığın zenginliğini büyütürken, çoğunluğun borç altında ezilmesine yol açmıştır. Paradan para kazanmada, hiçbir sınır tanımayan açgözlü bankalar, ülkelere büyük bedeller ödeten, büyük ekonomik çöküntülerin tetikleyicileri olmuşlardır.
Ekonomi tarihçilerinden Niall Ferguson’un, dünyanın finansal tarihini anlatan, “Paranın Yükselişi” kitabında, ayrıntılı olarak ele aldığı gibi, Komünistler ve Anarşistler, paranın olmadığı bir dünyanın rüyasını görmüşlerdir. Ancak dünya tarihinde hiçbir ülke, alışverişi kolaylaştıran parayı, ortadan kaldırmada başarılı olamamıştır. Ekonomik hayat için can alıcı olan, paranın yok edilmesi değil, bir ticari ürün gibi alınıp satılmasının önlenmesidir.
Parayı bir ticari ürün gibi alan ve satan bankalar, seküler dünyada dokunulmazlık kazanmışlardır. Dünyanın hiçbir ülkesinde bankalara, “Krizler paradan para kazanmadan kaynaklanıyor” demek mümkün değildir. Onlar dünyanın her yerinde, en eğitimli insanları çevrelerinde toplayan, güçlü bir çekim alanı oluştururlar. Para ticaretinden para kazananların gelir düzeyine, hiçbir kesimin çalışanları ulaşamamıştır. Ancak başkalarının paralarıyla para kazananlar, çok geçmeden parasız kaldıkları çok görülmüştür.
Bankalar düşük faizle borç aldıkları paraları, yüksek faizle borç vererek oluşturdukları banka parasının havuzundan para kazanırlar. Bütün boyutlarıyla paranın yıkıcılığı, alınıp satıldığında ortaya çıkar. Başkalarının parasından para kazanan bankalar, öz kaynaklarından kat kat fazla kaynakları, borç vererek çok büyük bir riske girerler. Dünyadaki banka çöküşlerinde görüldüğü gibi, bir güvensizlik ortamında, herkes parasını almak isteyince, krizleri hiçbir güç durduramaz.
Dünyada nasıl havada kalan uçak yoksa, patlamayacak aşırı finansal kazanç da yoktur. Finansal pazarlarda kazanma ümitleri, kolaylıkla kaybetme korkularına dönüşür. Milyonlarla para kazananlar, milyarlarla para kaybederler. Krizler hangi ülkede ortaya çıkarlarsa çıksınlar, paranın burnuna halka takmak, her zaman önemli olmuştur. Paranın denetimden çıkması, tarihin her döneminde yıkılışlara yol açmıştır. Paralarının değerini koruyamayan yönetimler, ekonomik krizleri önleyemezler.
Paranın doğal olamayan, yükselişinin ardından, doğal olan çöküşü gelir.
Paradan para kazanma, toplumları borçlandırarak yoksullaştırır.
Para değeri korunamazsa, herkesi yakan ateşten gömlek olur.